Proje Hakkında
- Emrah Bostan
- 4 Nis 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 Nis 2020

Bu proje; Bahçeşehir Üniversitesi Yeni Medya bölümündeki lisans eğitimi bitirme projesi kapsamında girdiğim arayışın, yine köklerime ve aileme dönüşle sonuçlandığı bir multi-disipliner kişisel anlatı/tarih yazımı çalışması olarak şekillendi. Pazarın Kadınları hem yaşadığım semtin kültürel dokusuyla hem de annem ve çevremdeki kadınların yıllar boyu dikkatimi çeken özverili, emekçi karakterleriyle örtüşen bir çalışma oldu.
Beykoz Cumhuriyet tarihinin en önemli sanayi semtlerinden biridir. Burada Paşabahçe Şişecam, Tekel İçki ve Deri Kundura fabrikaları bulunmaktadır. Bugün her ne kadar bu fabrikalar yerinde değilse de (Deri Kundura, Beykoz Kundura adlı kültür sanat merkezi ve film platosuna dönüşmüştür, diğer fabrikalar kapanmıştır) Beykoz zamanın işçi semtlerinden biridir. Bu semtte yaşayan benim gibi orta ve dar gelirli ailelerin hemen hepsi bu fabrikalarda çalıştılar. Fakat benim dikkatimi çeken kadınların hem aile hayatındaki, evin çekip çevrilmesi, düzene sokulması, çocukların bakılıp büyütülmesindeki rolleri hem de ekonomik özgürlüğünü kazanmış, bağımsız, özgür ve emekçi karakterli toplumsal konumlarıydı. Üniversite yıllarında karşılaştığım toplumsal cinsiyet çalışmalarında sıklıkla sorgulanan 'ev hanımlığı' kimliğini kırıp parçalamış bu kadınlar gördüğüm en güçlü kadınlardan bazılarıydı: hayatın tüm zorluklarına karşı göğüs geren, direnen, dimdik ayakta kadınlar.
Beykoz Karadeniz bölgesinden en çok göç alan semtlerden biri. Bölgenin kadınlarının artık simge haline gelmiş çalışkanlıkları, çilekeşliği, azmi, gücü, yaşadığım mahallenin kadınlarında da görülüyor, çocukluğum boncuk, toka gibi aksesuarlar, çapari, file gibi balıkçı gereçleri, örgü ve dantel gibi ev tekstili ürünlerini el becerileriyle yapan komşu kadınlarının bahçelerinde oynayarak geçiyordu. Bu güçlü kadınlar fabrikaların kapanmasıyla birlikte aileleri içinde daha fazla öne çıktılar: kimi başka semtlere göç etmek zorunda kaldı, kimiyse evlere temizliğe gitmeye. Bu projede bambaşka bir yol çizmiş 12 kadınla çalıştım: Pazarın kadınlarıyla. Öncelikle teyzem ve daha sonra annem de bu pazarcılardan biri oldu. Halk pazarları 'gel vatandaş, gel' nidalarıyla yükselen bir erkek satıcılar mekanıdır, bizim örneğimizde kadınlar seslerini duyuracaklar. Biz de onların bu seslerine kulak verip onların bu güçlü haykırışlarına, her biri benzersiz yaşam öykülerine kulak vereceğiz.
Comments